HAYVANLAR
Bazı hayvanlar bile duygulu olabilir.Hayvanların, duygularını insanlara açma gibi bir şansı olmadığı için onlar bu duygularını bence aynı türünden varlıklara anlatıyorlardır bence.


Hayvanların bir arada yaşadığı bir orman varmış.Bu ormanda kuşlar balıklar hatta aslanlar bile barış içinde yaşarlardı.Bir gün ormana yolu düşen pazarcılar bir tür kuş sürüsüyle karşılaşmışlar.1.pazarcı girmiş söze:
Aman bu kuşlar ne güzel ne bereketli bunları satıp para kazanırım.Bu fakirlikten de kurtulmuş olurum.
2. pazarcı buna karşı çıkmış:
Nereden senin oluyor bunlar deyip elindeki kafesinin içine hemen koymuş kuşları ama 1.pazarcı bir vurmuş diğer pazarcıya hemen dövüşmeye başlamışlar.Bu sırada onların kavgaları arasında kuşlar kaçıvermişler.Ama kuşlar birbirlerini bulamamışlar en sonunda beyaz kuş kalın bir cik demiş.Onun sesini duyan arkadaşı pembe kuş hemen onu bulmuş.Böylece korku duygularını böyle ifade etmiş oldular.

                                             
                                                      DÜNYA ÇOCUKLARI
   Dünyanın her köşesinde yardım bekleyen, arkadaşlık kurmak isteyen çocuklar var.Bu çocukların bazıları zengin bazıları fakir. Ama bunu anlayabilen insanlar pek yok. Olsa bile bir şey yapamayacağını düşünüp vazgeçiyor.İnsan oğlu hiç bir şey yapamasa da en azından bir kısmı için fedakarlık yapabilir.


Bir zamanlar Mine adında 8 yaşlarında bir kız varmış.Bu kızın ve ailesinin maddi durumları iyi olmadığından ailesi Kahramanmaraş ilinden Kilis e gitmeye karar vermiş. Ama mine burada bir sürü arkadaş edinmişti.
Farklı bir yere giderse düzeninin bozulacağını biliyormuş. Kilis e vardıklarında 11 katlı bir evde oturuyorlarmış.Ama Minenin hiç arkadaşı yokmuş.
         

         Başka bir ülkede Ml İrizana Kuruyza adında bir profesör her kentten 2 çocuk alıp Dünya turu yapıyormuş.Şans o ki bu 2 çocuktan biri Mine ymiş.
     

     BÖYLECE MİNE ASLINDA DÜNYA ÇOCUKLARIYLA, FARKLI BİLE OLSA İYİ GEÇİNMEYİ ÖĞRENMİŞ.

               
                                                            GECE GÜNDÜZ
Hava kararınca,
Yıldızlar çıkınca,
Gökyüzü karanlığa boğulunca,
Gece geldi demektir.

Uyku zamanıdır artık,
Dinlenme zamanıdır,
Rüyalar görme,
Kabusa hayır deme zamanıdır.

Gece bitince,
Olur artık sabah,
Kuş cıvıltıları,
Duyuluyor etrafta.

Haydi kalk yatağından,
İyice uyan,
Yeter artık uyku,
Sensin uykucu mu uykucu.

                                                                        SEVGİ ÇİÇEĞİ
         Çok ıssız bir çölde kurumak üzereyken bulmuştum seni.Sulayınca hayata dönmüştün. İyi ki seni vazoya koymuşum. Ben bunu karşılıksız yapmıştım. Ama o benim her zaman yanımda olan tek arkadaşım.
             Yine bir gün okulda dersteyken arkadaşlarım beni küçük düşürdüler. Eve gittiğimde ağlayarak onunla konuştum.Aslında artık ağlamıyordum.O kurtarmıştı beni. Dalga geçen arkadaşlarım odamda bana saldırmaya kalktılar ama çiçeğin vazosuna takılıp düştüler. O gün o çiçekle iyice samimi olmuştum.
               Ve anladım ki bir insan bir çiçekle arkadaş olabilir. Çünkü gerçek dostlar arkadaşları için fazlalık şeyler yaparlar buna fedakarlık denir...

TÜM YAZILARIM
A) Hikaye ve Masal Denemelerim:

RENKLERİN KAVGASI

Bir zamanlar uzak ülkelerde sürekli kavga eden renkler yaşardı. Aslında hepsine gerek vardı ama onlar maalesef ki kavga ederlerdi. Bir de renklerin efendisi renkler padişahı vardı. Renkler padişahının en sevdiği renk maviymiş. Ama renklere söylerse üzüleceklerini de bildiğinden onlara söylemiyormuş. Bir gün çok kötü bir olay olmuş. Müzikler padişahının müzikler ülkesinden notaları gelip onların ülkesini ele geçirmeye çalışmışlar. Ama ilk defa renkler birlik olup padişahlarını korumuşlar ve savaşmışlar. Notalar üzgün bir şekilde kıtalarına geri gitmişler. Renkler padişahı renklere şöyle bir duyuruda bulunmuş:

_Kurtulmak adına Perşembe günü saat 02.45 de başlayıp 20.55 de bitecek parti düzenliyorum. O gün olan oldu. Notalar gelip renkleri kovaladılar. Renkler başka yerlere taşındı, notalar da orada yaşadı.


VAK VAK ÖRDEK 

Bir zamanlar dünyalar güzeli bir ördek varmış. Dünya güzeli olduğunu sanırmış. Bir gün güzeller ülkesine gitmeye karar vermiş. Gitmiş gitmiş ve sonunda varmış. Ama ondangüzel binlerce varlık varmış… Ve çok kıskanmış. Büyücülere iksir yapan yaratıklara, bilimle uğraşanlara gitmiş… Ama hiçbir şey onların güzelliklerine engel olamamış. Vak vak ördek artık dayanamamış, gitmiş. Büyücüye bağırarak:

─ Vak vak hiç çaresi olmayan şey olur mu? Çabuk iksir bul. Büyücü onun soğuk tavırlarından hiç hoşlanmamış. Çirkinlik iksiri hazırlayıp bunu içersen dünyalardan, meleklerden, bütün şeylerden güzel olursun demiş…
Çirkinlik iksirini içmiş. Ama büyücü aslında ona oyun oynuyordu. Vak vak ördek yüzünü görünce kıskançlıklarına pişman olmuş.


OKUL GEZİSİ

Okul un ilk günü öğretmenimiz bize okul yolu diye bir şarkı öğretmişti.Bu şarkı şöyleydi:
-okulda öğreniyoruz.
Alışkanlıklar ediniyoruz.
Birbirimizi çok seviyoruz.
Yaşasın okulumuz...
O günlerin birinde bir bahar sabahı öğretmenimiz:
-Çocuklar, haydi toplanın, ailelerinizden izin aldım. Hep birlikte pikniğe gideceğiz.
-Çok sevinmiştim.Adeta bende baharın güzelliğiyle pikniğe gitmek isterdim.biranda
-Yaşasın dedim .


Öğretmenimiz orada ip atlayacağımızı,top oynayacağımızı,eğleneceğimizi de söylemişti.O kadar mutluyduk ki,bir anda otobüste buluverdik kendimizi.Otobüste de söyledik şarkımızı otobüs şoförünün de içine doldu bahar sevinci.Daha çok bağırdık.Daha sonra gideceğimiz yere vardık.Hadi Allah'a ısmarladık. Dedi otobüs şoförü. Daha sonra yedik,içtik oynadık eğlendik taki uyan uyaaan uyan hadi seslerini duyana dek.